Haşmet Asilkan – Preludes from the Cosens Lute Book

Haşmet Asilkan (veya namı diğer Fatih Vural) yayınladığı üçüncü albümüyle müzikseverleri ama yalnızca müzik dinlemeyi sevenleri değil müzikli yollarda, masallarda kaybolmayı sevenleri hayli heyecanlandıracak bir işe imza attı yine. Kendisinin ilk albümüne dair bir önceki yazımı ve kendisiyle tanışmama sebep olan Pürtelaş 3+1 bölümünü unutmadan yazının girişine iliştireyim:

Haşmet Asilkan – Bundan Sonraki Günlerimiz Hatırlamakla Geçecek
Pürtelaş 3+1 Bölüm 35: Haşmet Asilkan

Preludes from the Cosens Lute Book adlı bu lavta albümünün hikayesini de Fatih’in yazdıklarına değinerek paylaşmak isterim, keza artık böyle orijinal deliliklere giderek daha az denk geliyor, bu işlerin kıymetini vurgulamadıkça da haliyle daha sıradan/vasat işlere maruz kalmaya devam ediyoruz.

Buyurun bu hikayeyi doğrudan Fatih’in kaleminden okuyalım:

1610 yılında yazılmış, MS Add.3056 katalog numarasıyla Cambridge Üniversitesi kütüphanesinde bulunan ve 19. yüzyıldaki sahibinin ismine atıfla (Frederick W. Cosens) “Cosens Lavta Kitabı” ismiyle anılan el yazmasında Rönesans lavtası için yazılmış 71 eser bulunmaktadır. Bazı eserlerin bestecileri bilinmiyor. Kitapta yer alan ve daha evvel hiç seslendirilmemiş olan 14 adet prelüd de sahibi bilinmeyen eserlerdendir (Lavta müziğinin Pele’si olarak görülen John H. Robinson, eserlerin İtalyan besteci Lorenzo Tracetti’ye ait olduğunu tahmin ediyor). Parçaların ilk kez seslendiriliyor olmasının hiç değilse akademik bir önemi olduğunu düşünüyorum. Albümde Ozan Özdemir’in yaptığı 8 telli rönesans lavtasını çaldım. Sazın otantik sesini yakalayabilmek için de bağırsak teller kullandım.

Kast ettiğim orijinal deliliğin nasıl bir şey olduğunu sanıyorum bu açıklamayla daha net anlamışsınızdır. Aklıma hemen Fikret Karakaya‘nın Bezmârâ Topluluğu (veya sadece Bezmârâ‘sı) geldi. Osmanlı’nın gerçek Saray Müziği’ni (Klasik Türk Müziği) o dönem var olduğu haliyle yansıtabilmek için dönemin minyatürleri ve anlatılarındaki tariflerden yola çıkarak yaptırılan enstrümanları, bu tarihi enstrümanları bu enstrümanların bugünkü ardıllarını çalan müzisyenlere o dönemki üslupla çaldırma çabası ve ortaya çıkan bir müzikli zaman yolculuğu makinesi. Benzer meraklar, benzer arayışlar ve biz müzik tutkunlarına sonsuz heyecan veren müthiş hikâyeler.

Dönelim tekrar Haşmet Asilkan’a… Lavta prelüdlerinden oluşan bu 14 eserlik albümün miks ve mastering’ini Görkem Karabudak yapmış, kapak fotoğrafını Michel Nguie çekmiş. Bu albümü Ekim Raporu‘na eklemiştim ancak böyle kıymetli bir işe karsimuzik.com’da ayrı bir yazıyla yer vermesem içim rahat etmeyecekti.

Bir şekilde benim gözümden/kulağımdan kaçan ikinci Haşmet Asilkan albümü ise Paul Motian Songbook imiş. Bu albümün hikayesini de Fatih’in ilgili paylaşımından okuyabilirsiniz. Ben size lavta albümünden tadımlık olarak kayalıklar önündeki icra videosyula üçüncü prelüdü seçiyorum, albümün tamamını da her zaman olduğu gibi aşağı iliştiriyorum. Adeta bir Pazar sabahı Radyo 3 dinler gibi akıp gidecek bir albüm ve sizi de yüzyıllar öncesinin bugünkünden hayli farklı dünyasına götürecek beraberinde.

Haşmet Asilkan’ı takip ediniz:

Hiç yorum yok

Yorum ekleyin

Send this to a friend