Bade Nosa – Zemheri Bitti (Albüm)

Karşı Müzik’e uzun zamandır yazmıyordum, hatta sadece siteye yazı eklemeyi değil, Spotify ve YouTube listelerimi güncellemeyi de nadiren yapar olmuştum son zamanlarda, ancak bu albüm için bir şeyler yazmak ve bu sayede belki de tekrar arada bir müziğe dair yazmaya dönmek istedim.

Sevgili Bade Nosa, Zemheri Bitti adlı ilk uzun çalar albümünü geçtiğimiz günlerde yayımladı.

Bade’yi üniversite hazırlıktan beri tanıyorum, yani neredeyse yirmi yıldır ve bizi ilk tanıştıran ortak arkadaşımız Ezgi ikimiz de gitarlarımızı çalıp şarkılarımızı söylemeyi sevdiğimiz için tanıştırmıştı. Hem okul yıllarında hem sonrasında Bade’yi ve müziklerini takip ettim. Mecralar değişti, müzik dinleme alışkanlıkları değişti, kuşaklar değişti, şehirler değişti ama Bade hep üretmeye devam etti ki benim kendi müziklerimi yıllar sonra da olsa peyderpey yayınlama kararımdaki ilham kaynaklarımdandır kendisi ve üretime devamdaki ısrarı.

Bu uzun girişin ardından biraz da albümün şarkılarından bahsedeyim. Bade kendine has tarzını hem albümün genelinde hem de her şarkıda ayrı ayrı koruyor. Birbirinin kopyası olmayan, farklı hisleri, ağırlıkları, müzikal dünyaları olan eserleri kendi sesi ve genel müzikal üslubuyla bir arada anlamlı bir bütün haline getirebiliyor. Bu on şarkıdan herhangi birini dinleyince “evet, bu tam bir Bade eseri” diyebiliyorsunuz. Hepsinin anlattığı bir şey, ardında bir hikaye ve size hissettirdikleri ayrı şeyler var. Laf olsun, sık sık ve hızlı tüketilsin diye yapılmış işler değil hasılı kelam. Biraz da çağın dışında veya üzerinde bu sebeple.

Kalite Bi’ Karanlık ile “evet Bade’nin müziği tam olarak böyle bir şey” dedirterek başlayan albüm, akabinde Kefaret ile dinleyene ilk tokadını yapıştırıyor. “İzin verdim ızdıraba içimden geçsin” derkenki ses, ifade biçimi, yaylılar gerçekten de içinden geçiyor insanın. Sıradaki eser İkinci Perde, ritim ve basın ön planda girişiyle sizi az önce yediğiniz tokadın şokundan çıkartıyor. Nakaratta yine bambaşka bir yere varıyoruz, güçlü, kendinden emin, değişen, değiştiğinden de ne utanan ne gurur duyan, onu olduğu gibi yansıtan bir his geçiriyor bana bu eser. Sonrasında albüme adını veren Zemheri Bitti‘yle karşılaşıyoruz. Girişteki yalınlığı ve sonrasındaki akustik enstrümanlarla örülü yapısı aklıma yıllar önce ilk tanıştığım Bade’yi getiriyor. Bir önceki eserdeki değişim hissi burada bir bitiş ve yeni başlangıca dair buruk bir umut temasına bırakıyor yerini benim için. Yaşım Çocuk ise en hüzünlü eserlerden biri; sevgi, sahiplenme, kıyamayış, belki de kendi çocukluğuna bir dönüş ve bakış algılıyorum ben Mabel Matiz‘den gelen bu eserde. Sanatçının amacı bu mudur bilmem ama şarkının bendeki etkisi bu. Sahibinden Satılık Tır ise ismi kadar sıra dışı bir eser. Hafif çingene müziği tınıları, tatlı bir dalga geçiş, bizim buraların ritimleri, ezgileri ve pek kıymetli bir diğer müzisyen Selin Sümbültepe‘yi içinde barındırıyor bu eser. Yangın Yeri albümde beni en etkileyen eser, çünkü Yangın Yeri’nde bir kuşağın, hatta benim ve bizim kuşağın tüm derdini çok güçlü bir şekilde ifade ediyor Bade.

Bu yangın yeri benim evim benim sesim, bu yaktıkları benim adım benim canım, bu enkaz yeri benim köküm benim yurdum, bu çaldıkları benim ömrüm bütün ömrüm.

Kuşağımızın ve ülkemizin içinden geçtiği ve geride ancak gölgelerimizi bırakan son yirmi yılı anlatıyor. Satürn Döndü‘nün ortasında ayrı bir şarkıya dönüşmesi yaylılarla ve ardından gelen arpejlerle yeni bir dünyaya kapılar açması da pek güzel. Sonsuzun Evladı esrarengiz tınılarıyla başlayıp yine katman katman açılıyor, şairane sözleri, rüya aleminden gelen müziğiyle sizi bu güzel yolculuğun sonuna doğru taşıyor. Buradan Gitmeden ise acelesi varmışçasına hemen sözleriyle girip işbu kurtulamadığımız dertlerden, telaşeden dem vuruyor sanki. Basit şarkımdaki “belki de en zor zanaat basit yaşamak hayatı” satırıyla bir benzerlik hissediyorum yer yer. Ve Zemheri Bitti böylece bitiyor kulaklarımda, daha defalarca ve uzun yıllar boyu dinlenecek bir esere kavuşmanın keyfiyle.

Yönetmen: Ömer Gencay Kamışoğlu

Bir sürü güzel sanatçının izi var albümde. Yaşım Çocuk hariç tüm şarkıların sözü Bade’ye ait, on şarkıdan yedisinin de bestesi. Sevgili Emre Can Sarısayın ise Zemheri Bitti ve Satürn Döndü’nün müziklerini yapmış. Emre Can’ın İkinci Perde’nin ve Satürn Döndü’nün düzenlemelerinde de parmağı var. Albümdeki tüm şarkıların düzenlemelerinde Emre Malikler‘in ismini görüyoruz. Tabii albümün yapımcısı da kendisi ve tüm şarkıların miks ve mastering’i Malikler’in elinden çıkmış. Piyanolarda Bade’nin yanı sıra sevgili Elif Dikeç‘i de dinliyoruz. Gitarlarda hem Malikler, hem Emre Can birbirinden güzel işler yapmış. Yaylılarda Ozan Çoban, Kahraman Nice Özbay, sevgili Gökçe Coşkun, Çağrı Metin ve Emirhan Serin var. Yardımcı vokallerde ise geri vokal mafyası sevgili Nilipek.‘in yanı sıra Selin Sümbültepe, Elif Dikeç, Melis Karaduman, Taner Yücel, Ozan Sarohan, Canozan ve Bade’nin kendisi yer almış. Kapak fotoğrafı Nur Şevval Yılmaz ve Elif Tekneci imzalı. Albümün öncüsü olarak kliplenen eserleri ise yönetmenlerinin isimleriyle birlikte aralara serpiştirdim. Bir de kapakta yer alan Yangın Yeri klibi var ki onun altında da Elif Tekneci, Nur Şevval Yılmaz, Faruk Emin Kaba ve Alper Özdemir‘in imzası var.

Yönetmen: Elif Tekneci, Nur Şevval Yılmaz, Damla Es

Tıpkı bu albümün üretim mantığı gibi ben de albüme dair bu yazıyı günümüz tüketim alışkanlıklarına ve algoritmalarına uygun kısa ve öz bir şekilde paylaşarak değil de uzun uzun yazarak anlatmak istedim. Hikayede kalmasın derler ya, o hesap. Çok teşekkür ederim Bade ve tüm bu güzel sanatçılara böyle şahane bir albüme imza attıkları için.

Karşı Müzik’i takip ediniz:

Bade Nosa’yı takip ediniz:

Hiç yorum yok

Yorum ekleyin

Send this to a friend